27 Aralık 2013

Hiçbir Ateş Aşkı Yakamaz (Peygamber Kıssalarını Böyle Düşündünüz mü Hiç ?)

Kur’an’daki peygamber kıssalarının her biri, insanoğlu var oldukça var olacak hayati bir problemin çözüm anahtarını verir.

Hz.ADEM – İBLİS
Hz Adem ve İblis kıssası,“hatayı itiraf” ile “hatada ısrar” arasındaki farkın kıssasıdır.


HZ. NUH KISSASI
“Karada gemi yapan adam” kıssasıdır. Alay ederler, tahkir ederler.
“Delinin zoruna bak, denizi bırakmış karada gemi yapıyor” derler.
Toplumsal davranışlarla İlahi irade arasındaki aktif ilişkiyi keşfedemedikleri için, ilahi müdahalenin bir anda tüm karaları denize çevireceğini hesaba katmazlar.
Karada gemi yapmak, bunları peşinen göze almak demektir. Nuh bir semboldür; bütün bunlara rağmen karada gemi yapmayı sürdürmenin sembolü.
Etrafın lafına değil, işine bakmanın sembolü. Gürleyip gelen tufanı önceden görmenin sembolü.


Hz. İBRAHİM
“Hiçbir ateş aşkı yakamaz”ın sembolüdür. Ki aşk zaten, yanmamak için yanmaktır.




HZ. İSMAİL KISSASI

Hz. İsmail kıssası, “Teslim ol, kurtul” mesajıdır


HZ. YAKUP
Hz. Yakub kıssası “Yitiğine gözünü verecek kadar yanarsan, Mısır’da da olsa kokusunu alırsın”ın kıssasıdır.


HZ. YUSUF
Hz. Yusuf kıssası, “Bir kişiden ne çıkar ki?” diyenlerin dillerine Kur’an’ın sürdüğü acı biberdir.


HZ. MUSA
Hz. Musa-Firavun kıssası, “Zulüm ana rahmine kadar uzanınca,
geriye yapacak bir şey kalır mı?” diyenlere,
“Evet! İnanmayan, Firavun’un kucağında yetişen Musa’ya baksın” cevabıdır.


HZ DAVUT ve HZ SÜLEYMAN

Hz. Davud ve Hz. Süleyman’ın kıssası, “Yükselen zamanda güç ve iktidara tapmadan nasıl sultan olunur”un cevabıdır.



HZ ZEKERİYA ve HZ YAHYA
Hz. Zekeriyya ve Hz. Yahya’nın hayatı,“Alçalan zamanda imanın onur ve izzetini korumak için nasıl kurban olunur”un iç dağlayıcı belgesidir.


Hanne ve Meryem in kıssası; Hanne,Eyşa,Meryem gibi kadın kahramanları bir imkandır kulluğun bilincindeki Müslüman kadın için;hem de bulunmaz bir imkan!.Bizlere; adayanları ( Hanne), Adananları (Meryem),Bahçıvanları (Zekerriya a.s) ne güzel anlatıyor


HZ. EYYÜB
“Sabretmek, hak etmektir”in ifadesidir Eyyub peygamber, sabrın Kur’an’daki timsalidir. Ve Kur’an muhatabının şahsiyetini peygamberlerden verdiği örneklerle inşa eder.
Bunu yaparken muhatabı olan insandan “meleklik” beklemez.
Cesaret, herkesin korktuğu zamanda Donkişotluk yapman değildir.
Cesaret, herkes gibi sen de korktuğun halde,
yapman gerekenden asla vazgeçmemendir.
Korksan da, işini yapmayı sürdürmendir.
Ne diyor Hz. Eyyub:
“Şeytan bana tarifsiz bir bezginlik ve terkedilmişlik hissi verdi”.
Bu bir itiraftır. Ama edebe bakınız;
“bezdim”, “bittim”, “burama dayandı”, “bıktım artık”, “yetti gayrı” demiyor.
Bunları hissediyor fakat bu hissin şeytani
bir dürtü olduğunu biliyor ve itiraf ediyor.
Eğer bir hissi kendinizle aynılaştırırsanız,
ona karşı mücadele edemezsiniz.
Yapmanız gereken, önce onun size ait bir şey değil,
size tebelleş olmuş bir şey bilmenizdir.
Ancak ondan sonra o iç dürtüye karşı mücadelede başarı kazanabilirsiniz. Ancak o zaman dizinize derman gelir.
Her zamane insanının yapması gereken talimat belli:
“Ayağını yere vur”. Yani “düş yola”, “davran bakalım”.
Zımnen: yan gelip yatma, ara derdinin dermanını; bak gör,
mutlaka bulacaksın!
Çünkü Allah’ın yasası bu!

Peygamber, Rabbinden kendisine indirilene iman etti, mü’minler de (iman ettiler).
Her biri; Allah’a, meleklerine, kitaplarına ve peygamberlerine
iman ettiler ve şöyle dediler:
“Onun peygamberlerinden hiçbirini (diğerinden) ayırt etmeyiz.”
Şöyle de dediler:
“İşittik ve itaat ettik. Ey Rabbimiz! Senden bağışlama dileriz. Sonunda dönüş yalnız sanadır.”
(BaKaRa 285.Ayet)
 



KAYNAK

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder