5 Ekim 2013

Uzunca bir aradan sonra..

Kutsal topraklardan döndükten sonra fotoğrafları yayınlayacağımı söylemiştim ama tatilde internete girmek pek mümkün olmadı.
Tatil dönüşü de eşimin kardeşi minicik Emir'imizi kaybettik.. 2 Eylül'de.. Zor günler geçirdik.


Son olarak evimizi de taşıdıktan sonra buraya vakit ayırabildim. 

Sizlere yeni hobilerimden bahsetmiştim. Bugüne kadar yoğun bir araştırma sürecindeydim ve hala öğrenmek için sürekli araştırıyorum. Ahşabın büyülü dünyasına girince cam boyamayı bir kenara bıraktım doğrusu. Ahşap beni çok cezbetti. Hemen kolları sıvadım minik deneme tahtalarına öğrendiğim teknikleri uygulamaya başladım.
Tabii ki birçoğu çok kötü oldu :) Ama bıkmadan denemelere devam ediyorum. 
Dün ilk defa bir tepsi yaptım, yani bu benim ilk ürünüm. Gayet sade ve sıradan ama eşimin gözüyle görmelisiniz, sanıyor ki muhteşem bir şey ortaya koydum :) :) 




Bu verniklenmemiş hali. Minik bir tepsiye kolay transfer çalıştım, kenarları altın rengi metalik boya ile boyadım. Aslında sünger doku veya poşet doku çalışmak istiyordum ama eşim bu halini aşırı (!) beğendi ve bu şekilde kaldı. Ben de düşününce fazla özgüven var sanırım bende diyorum. Daha ilk işten doku çalışmalarına girmek biraz riskli aslında :) 
Sonuç olarak ilk işi ortaya koymuş olmanın mutluluğu ile devamı gelecek çalışmaların diyorum. Bu işi tam olarak becerebildiğimde, veya daha erken, nasıl yaptığımı da anlatacağım. Benim gibi acemiler için bu bloglar iyiki var. Çalışmalarını paylaşan, yol gösteren, cesaretlendiren tüm blog yazarlarına; özellikle de kendileri farkında olmasalar da en çok yardım aldığım Ece Aymer ve coletté ye sonsuz teşekkürlerimi sunuyorum...

Hiç yorum yok :

Yorum Gönder